Arnavutluk Tiran’da Bektaşi Devleti Baba Mondi Esrarı
4 Aralık 2024 22:29 tsi
Arnavutluk Tiran’da Bektaşi Devleti Baba Mondi Esrarı
Öncelikle, Bektaşilik bir Türk tarikatıdır. Kökleri, Hünkâr Hacı Bektaş Veli çerasına dayanır ve Dünya Bektaşiliğinin yol ve erkanının merkezi Türkiye ve Nevşehir’dir. Yolda olanlara selamlar olsun. Şunu belirtmeliyim ki, Bektaşilik tarihi ve nüansları derya denizdir. Deruniliği tartışılmaz engindir. Bütün bunları yazmaya kalkarsam koca bir kitap çıkacaktır, çıkacaktır da yine o engine sığmayacaktır. Arnavutluk Bektaşi Devleti Baba Mondi fitnesini çok farklı bir yönden mümkün mertebe kısa tutmaya çalışarak bir tablo çizeceğiz. Baştan söyleyeyim yazabileceğim kadarını… Çok farklı yönden nüanslarla bağlantı ve konuyla ilgili büyük resmi anlaşılır kılmaya çalışacağım.
Oktan Keleş Yazdı!
Sözde Bektaşi Devleti Arnavutluk’taki Merkezi
Bu konu Dünya medyasına ve ülkemiz medyasına 2 ay öncesinde düşse de bu hazırlıkları biz şahsen 2016 yıllarında bölgedeki dostlarımız vasıtasıyla fısıltı olarak duyuyorduk. İlerleyen zamanda da fısıltıların yerini daha ciddi sesler almıştı. Bu konuyla ilgili Devletimizin ilgili birimlerindeki dostlarıma bilgi de vermiştim. Sanırım çok dikkate alınmamıştı. Neyse, önce Türkiye’deki çok dillendirilmeyen bütün bağlantıları bizi büyük resime ulaştıracak bilgilerden başlayalım.
Baba Mondi Kimdir?
Asker kökenli istihbarat eğitimi almıştır, sıradan bir Bektaşi taliplisi değildir. Dedim ya ayrıntılara boğmayacağım, önemli nüanslardan bahsedeceğim. Baba Mondi uzun yıllar İzmir’de bulunmuştur. Bektaşilik Erkannamesine göre Dedebaba olamaz. Birinci sebebi mücerretlik yolu ile bütün dede ve babaların üzerinde olacak dedebabalık makamında olacak kişinin hiç evlenmemesi gerekir. İkinci önemli şart ise; Nevşehir’deki Hacı Bektaş Veli Ocağının seçilmiş Erenbabaları dede ve babalarınca seçilip ilan edilmesi gerekir. Merak edenler Bektaşilik Erkannamesine bakabilirler. Konulara aşina olmayanlar için basitleştirerek devam ediyorum. Peki, Baba Mondi'nin bu yoldaki yolu ve yeri neresiydi? Kısaca1925'e dönelim. Tekke ve Zaviyeler Kanunu çıkınca bütün tekke ve zaviyeler sureten ve fiilen kapatılmıştı. O dönemin son dedebabası Arnavut asıllı Salih Niyazi Dedebaba'ydı. Salih Niyazi Baba bu kanunun Bektaşi Dergâhı üzerinde diğer tarikat ve tekkelerin kapanmasıyla kendileri için açılacağı ümidini taşıyorlardı ve 5 yıl süre ile Arnavut Salih Niyazi Dedebaba Ankara’da bu ümitle bekledi fakat ümitleri boşunaydı. Kanun, Bektaşi Dergâhı için esnetilmedi ve sonunda Arnavutluk’a göç etti ve göç ederken 1930 yılında halifesi Ali Naci Baykal Baba'ya vekâlet bıraktı. Vekâleti merak edenler araştırsınlar. Konunun içeriği şişmesin diye devam ediyorum. Ali Naci Baykal Baba da vekâlete sadık kaldı. Silsile devam ederken sıra Bedri Noyan Dede babadaydı. İşte Baba Mondi'nin hikayesi şimdi başlıyor.
İzmir’de erkâna göre Baba Mondi’yi halife baba olarak Bedri Noyan Dedebaba Arnavutluk’a göndermişti fakat erkâna göre halife baba töreni kendisine yapılmamıştı. Yani Baba Mondi'nin halife baba unvanı dedebabalık unvanı değildi. Baş bir unvan değildi, Arnavutluk’ta Hünkâr Hacı Bektaş Veli taliplisi olarak hizmet etmekti. Şimdi yine kısa bir Arnavutluk bağlantısı kurabileceğiniz tarihi nüanslardan bahsedelim. Mısır Kahire’de Kaygusuz Abdal Bektaşi Dergâhı Osmanlı döneminden beri çeşitli aksaklıklara uğrasa da devam etmişti. Mısır'daki Bektaşi Dergâhı'nda son temsilci Ahmet Sırrı Dedebaba görevlendirilmişti. O da Arnavut’tu, ondan önceki dedebaba ve ondan önceki dedebaba da. Onlar da Arnavut asıllıydı. Tekrar Salih Niyazi Babaya dönelim. 1930 da Arnavutluk’a göç ettiğinde Kral Zogu'yla birçok görüşmeler yaptı fakat iltifat görmedi.
Peki, Salih Niyazi Baba tarafından Türkiye’den Arnavutluk’a gönderilen Ali Naci Baykal Dede ne oldu dersiniz? Yani, Baba Mondi’ye halifebaba görevini veren Bedri Noyan Dedebaba’nın silsiledeki bir önceki dedebabası Arnavutluk’ta Enver Hoca taraftarlarınca kurşunlanarak şehit edildi yanında bir taliplisiyle beraber. Bu arada elindeki birçok belgenin kayıp olduğu hala muammadır, yoksa bir silsileyle Baba Mondi’nin eline mi geçmiştir? Şimdi yine bir başka Arnavut Bektaşi Babası'ndan söz edeceğim, Feyzi Akeren Baba, Denizli Barosu Başkanı, dikkat! İzmir’li Hazine Avukatı.
Peki kimdir Fevzi Akeren Baba? Adnan Menderesi yetiştiren, Adnan Mendres'in Amerikan Kolejinde okurken resmi veliliğini yapan Baba dostu bir Bektaşi Babasıdır. Mendereslerin İzmirdeki çiftliğini yıllarca işleten hem Adnan Menderes'in, hem Fitnat Hanım'ın sonsuz güven duyduğu, aileden sayılan bir büyükleri ama başka bir özelliği daha vardı Feyzi Akeren Baba'nın. Adnan Menderes'in sevgilisi olan Ayhan Aydan Hanımefendinin öz dayısıydı. Yassıada’da Menderes'in ve Ayhan Hanımın meşhur çocuk meselesi ile yargılandığı Hanımefendinin ki, Yassıada yargılamalarında Ayhan Hanım Hakim'e şunları söylemişti, merak edenler Yassıada tutanaklarına baksınlar. "Adnan Menderes'ten 8 aylık bir çocuk doğurmak zorunda kaldım." En ince ayrıntılarına kadar poker masasında kanamasının tuttuğu ilgili doktorları çağırıp doğum yaptığı ve çocuğun eceliyle öldüğünü söyleyen Hanımefendi.
Daha sonraki yıllarda Adnan Menderes'in Bektaşi taliplisi olduğu söylentileri bile çıkmıştı. Dikkat ederseniz karşımıza devamlı İzmir çıkmaktadır.
Bir not: 1826 yılında Osmanlı Bektaşi Dergâhlarını derdest etmişti, bununla da kalmamış Nevşehir’deki Bektaşi Dergâhını Nakşibendilere vermişti. Zaten 2. Mahmut dönemi Bektaşi Ocağı bağlıları olan Yeniçeri ocağının kaldırılması daha doğrusu imha edilmesi bu travmayı 1826 yılında daha da perçinlemişti. Bu dönemde İstanbul’dan Arnavutluk’a birçok Bektaşi ileri gelenleri göç etmişti ve bunların birçoğu ilk defa Mason olmakla övünüyorlardı. Arnavutluk’un bağımsızlık hareketinde Arnavutluk’ta ve balkanlarda bulunan Bektaşi dergâhları Osmanlıya karşı bir üs olarak kullanılmıştı.
Bir not: Baba Mondi yakın çevresine Atatürk’ün zalim olduğunu ve ondan nefret ettiğini, gerekçesinin de 1925'te Bektaşi Tekkelerini kapatmasını göstermişti. Oysa Anadolu Bektaşileri Atatürk’ü çok sevip II. Mahmut’a zalim demişlerdi ve hala bu söylemler devam etmektedir.
Dönelim merhum Adnan Menderes dönemine, Mısır'daki Bektaşi Dergâhı'nın Arnavut Dedebabası Adnan Menderes'in tekke ve zaviyeler kanununa rağmen yol vermesiyle İstanbul’a gelmişti. Ahmet Sırrı Dedebaba'dan önceki postnişin Mehmet Lütfü Dedebaba da yine Arnavut’tu. Demokrat Parti tekke ve zaviyeler kanununa muhalefeten adeta Bektaşi Dedebabasına imtiyazlar vermişti. Döneminde Ahmet Sırrı Dedebaba'yla Ahmet Sırrı Baba'yı Mısır Bektaşi Dergahı'nda ziyaret eden birçok ünlü olmuştu. Bunlardan bir tanesi de ünlü bestekar Münir Nurettin Selçuk'tur.
O dönemde İstanbul'a gelen bu dedebaba Bektaşi kıyafetleriyle beraber müritleriyle İstanbul sokaklarında boy göstermişti. Tabii ki, büyük tepkilere yol açmıştı. 4 Ekim 1952 günü Merdiven Köy’de şair sokak NO: 12'de bahçıvan Vehbi'nin evinde birinci şube İstanbul Emniyet birimlerince gece yarısına yakın ani baskın düzenlendi bu eve. Bahçıvan Vehbi'nin evinde 18 erkek 12 kadın Dedebabayla derdest edilip tutuklanırlar. Yargı süreçleri başlar. Tekke ve zaviyeler kanununa aykırı ayin yapmak suçuyla. Dedebaba ve tutuklananlar savunmalarında bir nişan töreni yaptıklarını iddia etseler de Dedebaba 6 ay hapis ve sürgün para cezasıyla cezalandırılmıştı. Dönemin gazeteleri bu haberlerle çalkanıyordu.
Dedebaba cezasını çektikten sonra önce Yunanistan’a gider, oradan Arnavutluk ve Mısır’a. Demokrat Parti bu olaydan çok yıpranmıştır ve hatta Demokrat Parti ileri gelenleri içerisinde yine Bektaşi taliplileri bir süre sinmişlerdir. O dönemde İzmir’de birçok Bektaşi ileri gelen ailesi tahkikat geçirmiştir. Kestane pazarı Arnavut asıllı Bektaşi esnafları bir müddet görünmez olmuştu.
Not: Burada kıymetli Arnavut vatandaşlarımızın üzerine alınacağı asla bir durum yoktur. Konu realitesinin öznesinden kaynaklanmaktadır.
İzmir’de filizlenen FÖTÖ yapılanmasının en ileri gelenlerinin Arnavut olması ve bazılarının ailesinde geçmişte masonik Bektaşilerden oluşması ne kadar tesadüftür bilinmez. Mesela, bugün dahi yüce Türkiye Cumhuriyeti Devletinin İnterpol'e kırmızı bültenle aranan yurtdışına kaçan en üst İlk 10 kişiden baş yüceler adını verdikleri 10 kişilik kadrosundaki Arnavut asıllılar göze çarpmaktadır. İlginçtir ünlü basketbolcu Enes Kanter İsviçre doğumlu Arnavut kökenli bir ailenin çocuğudur. Aile bağlarında acaba mason Bektaşi var mıdır?
Enes Kanter
Yine FETÖ firarisi Arif Erdem
Hakan Şükür
Daha birçok örnek verebiliriz, ancak zaten çoğu bilinmekte fakat enteresan bir bilgi daha size vermek istiyorum.
Arnavut asıllı Şemsettin Sami’nin Ali Sami Yen Bey’in babası Bektaşi Dergahında biyografisi sergilenir.
Arnavutların saygın kişiliklerinin sempatisini kimler niçin kullanmışlardır?
Dönelim Baba Mondi’ye;
Baba Mondi’yi finanse eden OPEN BALKAN araştırılmalıdır. Soros’un oğlunun finansörlüğünde Baba Mondi ihya olmuştur. ARNAVUTLUK devleti böyle bir projeye nasıl müsaade etmiştir? Mondi ABD, İsrail ve AB olarak neden bu kadar önemli hale gelmiştir?
Açıktan İsrail hayranı ve destekçisi olduğu aşikârdır. Nitekim İsrail’le münasebeti Siyonistlere desteği belgelenmiştir.
İsrail'e attığı mail ve resmi mesaj:
Türkçesi:
BEKTAŞİ DÜNYA MERKEZİ
KUTSAL MERKEZ
Adres: "Dhimitër Kamarda Caddesi", Tiran, Arnavutluk
Tel/Faks: +355 4 2355090, e-posta: brahimaj.edmond@yahoo.com
Konu: Taziye Mesajı
Gönderildiği Yer: Arnavutluk'taki İsrail Büyükelçiliği
Alıcı: Ekselansları Bayan Galit Peleg
Sayın Ekselansları Bayan Peleg,
Bektaşi Dünya Merkezi olarak bu sabah Hamas tarafından İsrail'e yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz.
Dini kurumumuz, İsrail halkının yanında yer almakta ve terör saldırıları sonucu hayatını kaybeden 40 sivilin ailelerine içten taziyelerini sunmaktadır. Dualarımız ve düşüncelerimiz kurbanlarla, aileleriyle ve tüm İsrail halkıyla birliktedir.
Tanrı İsrail halkını korusun!
Amin!
BEKTAŞİ DÜNYA MERKEZİ
HACI DEDE EDMOND BRAHİMAJ
Arnavutluk Başhahamı Siyonist soykırımcı Yoel Kaplan
İsrail'e gönderdiği mesajın aynısını Filistinliler için deklare etti mi?
Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ile çok samimi dosttur.
Tanıdık dostları da mevcuttur. İlginçtir, ağzından dinler arası diyalog lafını düşürmez.
İran'ın Mondi'ye bakış açısı medyasında çok olumlu olmasa da sık sık İranlı ve Şii mollalarla ziyaret edilip ilgilerini esirgememişlerdir.
İran’ın Mondi ve oluşumuna bakış açısını Mondi'nin şu beyanatıyla daha iyi anlarız: İran, dergahımıza Avrupa’nın en büyük mihrabını yaptırmış ve mihrabın finansörü olmuştur.
Şia alimleriyle Baba Mondi
Haberlerde tanıdık bir dost var.
28 Mayıs 2016 tarihinde ONALTIYILDIZ.COM haber sitemizde kendileri konu olmuşlardı. Yazmış olduğum “DERUNİ DEVLET KUTSAL HALI” kitabımla selamlar göndermişlerdi.
Kendilerine tekrar kalbi selamlarımı gönderiyorum.
Tekrar konuya dönelim; Arnavutluk’ta kurulması ilan edilen Bektaşi Devleti tamamıyla ABD projesidir. Nasıl 1826 sonrası Osmanlı Devletine karşı Arnavutluk’ta ayaklanma faaliyetlerinde bulundularsa bir benzeri hiç şüphesiz Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhtarı faaliyetlerden kaçınmayacaklardır. Yazının başında belirttiğim gibi Bektaşiliğin Dünya’da tek bir merkezi vardır. Anadolu’nun Pir-i Hünkar Hacı Bektaş Veli Dergahının ana çerahının bulunduğu Türkiye’dir. Şimdi buna alternatif bir merkez Arnavutluk’ta kurarak Türkiye’nin elinden bu değer alınmak istenmektedir. Bu ikilik Türk topraklarında inançlar arası ayrışmayı körükleyecek Bektaşiler arasında dahi olası bir kaosla olası bir iç savaş olasılığını güçlendirecektir.
Bu sözde Bektaşi Devletinin emperyal yanlış faaliyetleri Türkiye’de Alevi - Bektaşi düşmanlığına dönüşme potansiyeli taşıyacaktır. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ve Türkiye aleyhtarı olan ülkelerce bakın Bektaşiler nüans farkları olsa da Alevi canları kışkırtarak bunların da Anadolu'da devlet kurma hakkı vardır ya da inanç azınlığı sayılarak Arnavutluk'taki Devlete bağlanma hakları vardır, propaganda ve teranesine açık olacağı açıktır. Bektaşilik ve Alevilik hoşgörü yoludur fakat değişik fraksiyonlar bu hoşgörü resmini ve algısını istenmeyen görüntülerle ve hadiselerle gizli servislerin destekleriyle hoşgörüyü nefrete çevirmeye çalışacakları aşikârdır. Türkiye’nin Asya - Türk Dünyası birleşme yolunda Balkanlarda Türk Dünyasını ve Türkiye inanç iklimini kullanarak ayrı bir emperyal cephe açacakları sürpriz değildir. Bu cepheye destek verecek Türkiye karşıtı ülkelerin sayısı da hiç de az değildir. Teolojik açıdan konuyu ele almıyorum bile. Başta söylediğim gibi Bektaşilik Türk'e has Horasan Erenlerinin kodlarını taşıyan Anadolu'da çerağı yakan özde insanı merkeze alan engin bir öğretidir. Asla ikiliğe izin vermeyecek nüanslar taşıyan, zahire batından ayna tutan, aynayı önce kendine tutan bir öğretidir. İnanıyorum ki gerçek babaerenler aynada her şeyi görmüşlerdir. Bu arada Devletimizin Bektaşi ve Alevi canlara yine kendisine ayna tutarak muamele etmesi gerekmektedir. Bu sözde Bektaşi Devleti aynı zamanda Balkanları karıştıracak Batının Türkiye'ye karşı bir enstrümanı olacağı gibi Batılı Devletlerin de oyuncağı olacaktır. Bu projenin ana hedefi Türkiye'dir. Unutulmamalıdır ki, Batı ve emperyalizm insan sevmez. Tüm değerlerini sömürür, kullanır ve atar. Bu oluşumun Türkiye'deki kıymetli Arnavut kökenli vatandaşlarımızı da rahat bırakmayacağı görülmelidir. İnanç boyutundan etnik kıvılcımlar yakacağı öngörülmelidir. Osmanlının Balkanlarda ilk kaybettiği toprak Arnavutluk'tur. Balkanlardaki ateşi yakan o dönemin Arnavutlarıdır. Bu dönemde de Türkiye'nin Balkanlar üzerimdeki tarihi ve kalbi etkisini başka bir versiyonla yok edecek sinsi bir plan geliştirilmek istenmektedir. Baba Mondi'nin Türkiye'de bazı siyasi parti liderleriyle temasları dikkatle izlenmelidir. Hiçbir alanda ikiliğe yol verilmemelidir. Gerekirse daha derinlemesine yazıya devam ederim, şimdilik izleyeceğiz. Gönül bilenlere Hünkar Hacı Bektaş sevdalılarına yıllar önce yapmış olduğum sözü ve bestesi bana ait HÜNKAR HACI BEKTAŞ bestemin linkini vererek şimdilik son veriyorum.
Sevgiler, saygılar.
İSTİKBAL KÖKLERDEDİR!
OKTAN KELEŞ